12 KASIM DÜNYA ZATÜRRE GÜNÜ
12 Kasım 2021

Akciğerin iltihabı olarak bilinen “zatürre”nin tıbbi adı “pnömoni”dir. Zatürre, bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroorganizmalar nedeniyle oluşabilir. Zatürre, en sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasında bulunmaktadır.

Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında daha sık görülür. Toplum kökenli zatürre, tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur. Koronavirüs pandemisiyle mücadele ettiğimiz bu dönemde, SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 hastalığının da zatürreye yol açtığı bilinmektedir.

Zatürre açısından en büyük risk altında olanlar çok genç ve çok yaşlı yaş gruplarıdır. Yemek pişirme, ısıtma ve aydınlatma için düzenli olarak kirletici yakıtlar ve teknolojiler kullanan evlerdeki çocuklar, ev içi kaynaklı hava kirliliğine daha duyarlıdır. Özellikle endüstriyel olarak çevreye yayılan kirleticilerden ve taşıtların egzoz dumanından kaynaklanan dış ortam kaynaklı hava kirliliği, yaşlı yetişkinler arasında solunum sağlığını orantısız şekilde etkilemektedir. Böylece, hava kirliliğinin azaltılması ve temiz hava koşullarının elde edilmesi ile yalnızca çevreye değil, toplumsal ve bireysel sağlığa da önemli faydalar sağlanacaktır.

Zatürreden Korunmak İçin Ne Yapılmalıdır?

Belirli önlemler alındığı takdirde zatürre büyük ölçüde önlenebilen bir sağlık sorunudur. Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza (grip) aşılarının uygulanması ile toplum kökenli zatürrenin görülme sıklığı ve ölüm oranı azaltılabilir. Aktif tütün ürünleri kullanmak veya pasif tütün dumanına maruz kalmak, toplum kökenli zatürre açısından risk faktörleri arasında yer alması nedeniyle, bu olgulara sigarayı bırakma konusunda mutlaka tıbbi destek verilmelidir.

En sık zatürreye neden olan mikrop “pnömokok” olarak bilinen bakterilerdir. Pnömokoklara karşı yapılan pnömokok aşısı (zatürre aşısı) aşağıdaki durumlarda önerilmektedir:

·         65 yaş ve üzeri kişiler

·         KOAH ve bronşektazi hastaları ile akciğeri cerrahi olarak tamamen ya da kısmen çıkarılmış hastalar

·         Kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı gibi kronik hastalığı bulunanlar

·         Kronik alkolizm tanısı bulunan kişiler

·         Dalakta fonksiyon bozukluğu bulunanlar veya dalağı alınmış olanlar

·         Bağışıklık yetmezliği bulunanlar ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi alanlar

·         Beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar

·         Pnömokok hastalığı veya komplikasyon riskinin artmış olduğu şartlarda yaşayanlar

Pnömokok aşısı, koldan kas içine yapılmakta olup, oldukça güvenilirdir; ciddi yan etkilere pek rastlanmamaktadır. Yaşam boyu bir veya iki kez yapılması çoğu kez yeterli olmaktadır. Öte yandan, grip (influenza) hastalığı da zatürreye zemin hazırlaması açısından risk oluşturabilmektedir. Her yıl en fazla gribe neden olan mikropların belirlenmesi ile her yıl için yeni aşısı hazırlanmaktadır. Dolayısıyla, grip aşısının her yıl tekrarlanması gereklidir. Grip aşısı her yıl Eylül, Ekim, Kasım aylarında yapılabilmektedir.

Grip aşısı yapılması önerilen kişiler aşağıda belirtilmiştir:

·         65 yaş ve üzeri kişiler

·         KOAH, bronşektazi, bronş astımı gibi kronik akciğer hastalıkları ile kalp ve damar hastalığı tanılı kişiler

·         Şeker hastalığı, böbrek fonksiyon bozukluğu, çeşitli hemoglobinopatileri olan ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler

·         Yüksek riskli hastalarla karşılaşma olasılığı olan sağlık çalışanları

·         Grip yönünden riskli kişiler ile birlikte yaşayanlar (Özellikle 6 aydan küçük bebek ile yakın ve sürekli teması olanlar)

·         Güvenlik görevlileri, itfaiyeciler gibi toplum hizmeti veren kişiler

Grip aşısı da koldan kas içine yapılır, yalnız ağır yumurta alerjisi olanlara yapılması sakıncalı olabilmektedir. Aşının yapıldığı yerde ağrı, hassasiyet gibi kısa süreli basit yan etkiler beklenebilir.