11 Nisan Dünya Parkinson Günü
11 Nisan 2018

Parkinson hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla 11 Nisan Dünya Parkinson Günü olarak kutlanmaktadır.

İlk kez İngiliz doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanmıştır. Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır, bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır, böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz, azalmış dopamin sonucu vücutta titreme ve yavaş hareket etme gelişir.Vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan bu hastalığa parkinson hastalığı denir.

Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık sürekli ilerler, felce veya ölüme neden olmaz. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 50 yaşından sonra görülür ve erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır.

Parkinsonda risk grupları şunlardır:

Geçirilmiş beyin enfeksiyonları,

Bazı ilaçlar,

Arteroskleroz,

Ailevi sebepler,

Travma,

Zehirlenmeler,

Tümörler,

Kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi,

Esansiyal tremor,

Erkek cinsiyeti

Dikkat edilmesi gereken Parkinson belirtileri şunlardır:

Yüz ifadesinin değişmesi (sabit bakma, gözleri kırpmama)

Yürürken bir kolun savrulmaması

Vücut duruşunda bükülme (kambur duruş)

Omuzda donma ve ağrı

Bir bacağın aksaması veya sürüklenmesi

Boyunda veya uzuvlarda uyuşma, karıncalanma, ağrı veya rahatsızlık

Seste yumuşama

İçten titreme hissi

İstirahat anında elde, bacaklarda ve çenede titreme

Göz kırpma sayısında azalma

Hareketin ve konuşma hızının yavaşlaması

Yazının okunaksız ve küçük olması

Parkinson günlük yaşamı nasıl etkiler?

Tedavi edilmezse gençlerde parkinson belirtileriyle başa çıkmak güçleşir. Çünkü parkinsonun başlangıç yaşı 45 yaşın altında olan hastalarda mevcuttur ve gençler yaşlılara göre belirtilerle daha uzun süre yaşamak zorunda kalacaktır. Çalışma yaşındaki hastalarda belirtiler ilerledikçe bilgisayar ve makineleri kullanmak, araba sürmek gibi aktiviteler zorlaşacak, hayat kalitesi de düşecektir.

Erken tedavinin yararları;

Parkinson’u iyileştirmek mümkün değildir, ancak parkinson belirtilerini hafifletme konusunda etkili olan çeşitli tedaviler mevcuttur. Bu nedenle, belirtiler ve erken tedavi hakkında bilinçlendirme son derece önemlidir.

Erken tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşladığından, hastalar iyi bir yaşam kalitesini daha uzun süre koruyabilir. Erken tedavi, ancak erken teşhis sayesinde mümkündür; bu nedenle, Parkinson’un ilk belirtilerinin farkında olmak ve mümkün olan en kısa sürede doktora başvurmak son derece önemlidir.

Parkinson'da erken tedavinin hastalığın ilerlemesini geciktirmeye yardımcı olduğu ve kaliteli yaşam süresini uzattığı ispatlanmıştır. Bu sebeple Parkinson hastalığı