Osteoporoz, halk arasında kemik erimesi olarak bilinir. Kemik erimesi, düşük kemik kütlesi ve kemik yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize bir iskelet sistemi hastalığıdır.
- Ne kadar yaygın bir sorun ile karşı karşıyayız?
Elli yaşın üzerindeki her üç kadından biri ve her beş erkekten biri kemik erimesine bağlı kırık riski altındadır. Dünyada her üç dakikada bir bu hastalık nedeni ile kırıkların ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.
- Kemik erimesinin en sık görüldüğü grup menopoz sonrası kadınlar olsa da, hastalık çocuklarda ve erkeklerde de görülmektedir.
- Hastalık nasıl seyreder?
Hastalık nedeniyle kemiklerin yoğunluğu azalmakta, kalitesi bozulmakta ve bu hastalığa bağlı olarak kırıklar oluşmaktadır. Hastalık “sessizce” ilerleyebilmekte, kimi zaman oluşan kırıklar fark edilememektedir. Dolayısı ile hastalık için “sinsi” sözcüğü de kullanılabilir. Kemik erimesi nedeniyle kırıklar hafif bir düşme ya da çarpmadan sonra oluşabilirken, daha sık olarak omurga, el bileği, kalça ve omuza yakın bölgedeki üst kol kemiğinde görülmektedir. Kemik erimesi nedeniyle omurlarda görülen çökme kırıklarına bağlı olarak meydana gelen boy kısalması da belirtiler arasındadır. Oluşan kırıkların en ciddi olanı ileri yaştaki kişilerde görülen ve yaşamı ciddi şekilde tehdit eden kalça kırığıdır.Hastalığın tanısı uzman hekimler tarafından konulmaktadır.
Nasıl önleyelim? Nasıl erken tedavi edelim? Hastalıktan korunmak için ve/veya erken tanı ve tedavi olanaklarından yararlanabilmek aşağıda yazılı olan beş temel adım dikkate alınmalıdır:
1. Düzenli fizik aktivite yapılması
2. Sağlıklı kemik gelişimi için Kalsiyum ve D vitamininden zengin besinlerin tüketilmesi
3. Riskli davranışlardan kaçınılması a. Örneğin; sigara içmemek, beden kitle indeksi değerini istenilen aralıkta tutabilmek gibi. i. Sigara içildiğinde kemiğin kırılma riski %29 artmaktadır. ii. Beden kitle indeksi değerinin 20’nin altında olduğu durumlarda da kırık riskinin arttığı ifade edilmektedir.
4. Hastalık açısından risk faktörlerinin saptanması
5. Gereksinim halinde hastalığın tedavi edilmesi
Kemik erimesinin önlenmesi için ilk basamak çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde iyi bir kemik gelişiminin sağlanmasıdır. Çünkü kemikler doğumdan ergenliğin sonuna kadar sürekli gelişir ve büyür, 20’li yaşlarda en üst düzeyde güce ulaşır. Kadınlarda menopoz sonrası dönemde kemik kaybı hızı artar. Erkeklerde ise kemik kaybı 50’li yaşlarda başlar ancak kayıp hızı kadınlardan daha yavaştır. Bu aşamada alınacak önlemler kemik kaybını yavaşlatabilir. D vitamini de kemik sağlığı, kalsiyum emilimi ve kas gücü açısından önemli role sahiptir. Diyetle yeterli miktarda alınması mümkün olmaması durumunda gerekli destek tedavisinin HEKİM KONTROLÜNDE verilmesi önerilmektedir.Düzenli olarak yapılan fizik aktivite hem kemik erimesinden korunma için hem de sağlıklı yaşam için bütün yaşlar için oldukça önemlidir. Düzenli ağırlık kaldırma ve kas-güçlendirme hareketleri kemikleri güçlendirmek ve kasları korumak için her yaşta yararlı ve önemlidir. Bu tür hareketlerin bir başka yararı da düşme ve kırık riskini azaltması ve kemik yoğunluğunu orta derecede arttırabilmesidir.
20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü 1996 tarihinde Birleşik Krallık Ulusal Osteoporoz Derneği tarafından başlatılan ve desteklenen bir kampanya ile başlamış ve o günden beri Uluslararası Osteoporoz Vakfı tarafından organize edilen ve dünyada osteoporozun önlenmesi, tanısı ve tedavisi için küresel farkındalık yaratmak adına kutlanan bir gün haline gelmiştir. Gün, 1999 yılından bu yana ise “tematik” bir etkinlik olarak organize edilmektedir.
Kemiklerin daha güçlü ve sağlıklı olması için yaşam boyu doğru (sağlıklı) besinler tüketilmesine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır. Kalsiyum, D Vitamini ve protein içeren gıdaların tüketimi kemik erimesinden korunmak için oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bunlardan zengin bazı gıdalar arasında; süt, yoğurt, peynir, lahana, fındık, ceviz, et, kuru meyveler, balık yer almaktadır.