1999 yılındaki Marmara depreminin anısına her yıl 12 Kasım günü Afet Eğitim Hazırlık Günü olarak düzenlenmektedir. Bu gün içinde yapılan etkinliklerle çocuklarımıza ve halkımıza doğal afetlerden korunma ve yaralıları kurtarma teknikleri gösterilmektedir. Çoğu önlenemeyen bu büyük felaketlere karşı biraz olsun hazırlık yapılması amaçlanmaktadır.
Deprem, sel baskını, heyelan, çığ, yangın, tsunami gibi olaylar doğal afetlerdir. Zaman zaman doğal afetlerle karşılaşabiliriz. Doğal afetler can ve mal kaybına yol açar. Bu afetlerden en az zararla kurtulmak için yeterince bilgilenmeliyiz. Yapılması gerekenleri öğrenip, gereken önlemleri almalıyız. Ancak bu şekilde doğal afetlerin zararlarından kurtulabiliriz.
* Deprem ve Korunma Yolları:
Yer kabuğunun derinliklerinde zaman zaman kırılmalar ve kaymalar olur. Bunun sonucunda yeryüzü sarsılır. Deprem meydana gelir. Sismograf denilen araçla depremin şiddeti ve nerede olduğu ölçülür. Depremin ne zaman olacağını önceden bilememekteyiz. Onun için depreme hazırlıklı olmalı, deprem öncesinde, deprem sırasında ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini iyi bilmeliyiz. Depremden önce oturduğumuz binaları iyice kontrol ettirmeliyiz. Bina içindeki eşyalar sarsıntı sırasında düşmeyecek şekilde duvara sabitlemeliyiz.
Deprem sırasında sığınabileceğimiz güvenli yerleri belirlemeliyiz. İçinde yiyecek, su, ilk yardım malzemeleri, fener, düdük gibi malzemelerin olduğu bir deprem çantası hazırlamalıyız. Deprem sırasında paniğe kapılmadan, önceden belirlediğimiz yerlere sığınmalıyız. Ellerimizle başımızı korumalı, dizlerimizi karnımıza doğru çekerek küçük bir alana sığabilmeliyiz. Balkonlardan, pencerelerden ve yanan sobalardan uzak durmalıyız. Asansörleri kullanmamalı, kibrit, çakmak gibi şeyleri ateşlememeliyiz. Eğer deprem sırasında dışarıdaysak açık alanlara gitmeli, binalardan ve direklerden uzak durmalıyız. Sarsıntı sona erdiğinde güvenli bir çıkış bularak binayı panik yapmadan terk etmeliyiz. Kırılan camlardan zarar görmemek için çıplak ayakla , koşmamalıylz. Deprem çantasını yanımıza almalıyız. Yıkıntıların arasında dolaşmamalı, görevlilerin uyarılarına dikkat etmeliyiz. Eğer yardım malzemesi dağıtılıyorsa ihtiyacımız kadar almalıyız.
* Yangın ve Korunma Yolları:
Yangın, insanların ihmali ve dikkatsizliği sonucunda ortaya çıkan bir felakettir. Yangından korunmak için ateşle, kibritle, ocakların düğmeleriyle oynamamalıyız. Doğal gaz ve tüp kaçaklarını önlemeliyiz. Yanan sobandan sıçrayabilecek kıvılcımlar yangın çıkarabilir. Bu yüzden soba yanarken bir yere gitmemeliyiz. Yanıcı ve yakıcı maddeleri ocak ve soba gibi araçlardan uzak tutmalıyız. Ormanlık yerlerde kontrolsüz ateş yakmamalıyız.
* Sel Baskınlan ve Korunma Yolları:
Aşırı yağan yağmurlar, eriyen kar suları, taşan baraj ve göller sel baskınlarına neden olur. Sel baskınları insanlara, bitkilere ve hayvanlara zarar verir. Sel baskınının zararlarından korunmak için çevreyi ağaçlandırmalı, dikili ağaçları korumalıyız. Caddelere yeteri kadar menfez açmalıyız. Akarsuların önüne setler, barajlar yapmalıyız. Eğimli arazileri enine sürmeli, sekiler yapmalıyız. Evlerimizi sel baskınlarından etkilenmeyecek yerlere inşa etmeliyiz.
* Çığ, Heyelan ve Korunma Yolları:
Çığ, tepelerden, dağlardan kopup yuvarlanan, yuvarlandıkça büyüyen kar yığınlarıdır. Genellikli kış ve ilkbahar mevsimlerinde olur. Ağaç olmayan yamaçlarda daha çok görülür. Çığ düşmesi can ve mal kaybına sebep olur. Yolları kapatır, elektrik kablolarını koparır. Yamaçlardaki toprağın ve kayaların koparak dökülmesine heyelan (toprak kayması) denir. Heyelan da can ve mal kaybına sebep olur. Çığın ve heyelanın zararlarından korunmak için yamaçlar ağaçlandırılmalı, beton setler yapılmalıdır. Çığ ve heyelan tehlikesi olan eğimli yerlere ev yapılmamalıdır.